BODRUM HABER – Bodrum’da bir cennet köşesi olan Kızılağaç ve çevresinde bulunan yeşil ormanlar Yıllardır denetimlerin yapılmadığı taş ocakları tarafından talan edilmeye devam ediyor. Üstelik doğayı mahveden bu taş ocaklarının çoğu ya ruhsata aykırı hareket ediyor ya da ruhsat süresi bitmesine rağmen faaliyetlerine devam ediyor. Bodrum Sıcak Haber olarak resmi kaç maden işletmesi var diye araştırma yaptığımızda Esnaf odasına kayıtlı iş dalı taş işleme olarak 4 işletme, Ticaret Odasına kayıtlı 3 işletme olduğu bilgisine ulaştık. Esnaf Odası ve odası ve Ticaret Odası dan aldığımız bilgilere doğrultusunda bu veriyi verdiğimizi de belirtmek isteriz. Ancak işler ne yazık ki çalışan firmanın kolları yani akraba Dayı akraba amca ilişkisi altında arkadaşına ruhsat ilave ettirerek amcasının oğluna ilave ettirerek bir sürü ruhsat veya bir kol açılıp bu faaliyetler altında yürütülen birçok maden tesisinin kollarının olduğu da bilinmekte. Bir maden iletme ruhsatı alabilmek için, MAPEG RUHSAT ALINAN YER, İŞLETME İZİNİ İSE ÇED RAPORU, ANTLAR MÜDÜRLÜĞÜ, DSİ gibi birçok yerden izin alınmak zorunda. Bu yerlerden alınan belgeler ile Kızılağaçta 2 bölgenin olduğu bulunduğu biliniyor. Bunlardan biri Alazeytin bölgesi bir diğeri ise İmam sarnıcı olarak bilinmekte. Ancak burada bulunan tesisler maden kanunlarına göre mi iş yapıyor. Devletin izin verirken kesin ve net olarak kanunlar ile koruduğu maddeler ile belirtiği maden işletme ruhsatları kanun maddeleri işletmeler tarafından uygulanıyor mu?
Örneğin, Maden çalışma alanları resimlerde görüldüğü gibi 35-40 metre yüksekliğinde olan işçilerin, iş sağlığı güvenliği bu basamaklarda çalışan işçinin bir kayma sonucunda Can güvenliğinin riskinin olduğu da görülmekte. Madenlerde oluşabilecek kazalar için iş güvenliği sağlanıyor mu? veya nasıl sağlanacak. Madenlerde çalışan personelin alanda çalışma koşulları nasıl hijyen kurallarına uyuluyor mu. Bodrum özellikle 8 ay boyunca sıcak iklimin yer aldığı bir yerleşim bölgesi. Gün boyu çalışan işçiler nerede konaklıyor. İşçilerin kalacağı yerlerin markaların şantiyesinin içinde olması gerektiğinden tuvalet kullanım alanları ne kadar düzgün. Bu bölgede Su ve Elektrik olmadığı suyun tankerlerle taşınması sebebi ile burada yaşam şartları da oldukça zor. Çalışan işçilerin yemekhane, tuvalet, konaklama, duş alabilecekleri yerleri var mı?
Madenler ile ilgili bir başka önemli konu ise dökülen artıkların yani pasanın, alınan izinler doğrultusunda atılması gereken yer olan döküm sahasına değil de, ormanların içine dökülmesi. Çıkan malzemelerin stok yerlerinin olma mecburiyeti kanunlar ile belirlenmiş durumda. Oysa görülen o ki Orman içleri, yol kenarları çıkarılan malzemelerin stok yerleri olmuş. Oysa tüm işletmelerin kendi bünyelerinde stok sahaları olmak zorunda. İşletmelerin Stok sahaları olmadığı için yol kenarları bu haline getirilmiş. Bir diğer sorun ise Tesislerin yol olarak kendi tesisleri içinde yol açmaları gerekirken devletin halk için yapmış olduğu karayolları kullanılmakta. Görülen bu manzaralar karşısında doğal olarak akla bir sürü soru geliyor. Bunca yıldır yapılan denetimlerde bunlar görülmedi mi? Bunlara ait belgeler kontrol edilmedi mi? Tesis kontrol edilmeden yıllardır nasıl çalışmaya devam ediyor. Kimler neleri görmezden geliyor. Orman İl Müdürlüğü yetkilileri yıllardır bu alanları kontrol etmiyor mu? Ceza kesildi mi? Kesilmedi ise neden kesilmedi?
Bodrum gibi bir yerleşim yerinde Kızılağaçtan Çilek mahallesine giden yol boyunca madenlerin yakınlarındaki ormanlık arazilere atılan atıklarla ormanların vasfı bozulmuş. Koruma altında olması gereken ormanlar ne yazık ki çöplük konumunda. Yıllardır çıkarılan Çilek taşları için koskoca orman arazileri yok edilmiş sayısı belli olmayacak kadar çok ağaç kesilmiş. Orman doğa katledilmiş. Yolda ilerlemek de pek mümkün değil koca koca çukurlar oluşmuş yollar bozulmuş. Bu sebeple ne yazık ki o yol güzergahı artık kimse tarafından tercih edilmiyor. Bodrum Sıcak Haberin gidip belgelediği yol üzerinde birçok sahalara pasalar döküldüğü görüldü. Yapılan araştırmalarda, çevrede yaşayanlar tarafından yıllardır bu konular şikayet edilse de, kimsenin ilgilenmediği yönünde oldu. Toz toprak içinde kalan çevrede yaşayanlar koca koca dağların yok olduğunu zaman içinde görüp üzülmekten başka ellerinden bir şey gelmemiş.
Çevredeki Denetimleri sıkça yapmayan Orman İşletme Müdürlüğü ve Çevre Sağlık Müdürlüğü bu bölgede çalışan madencilerin rahat bir şekilde orman arazilerine pasaları döktüğü ve işçilerin zor koşullarda çalıştığı fark etmiyor olsa gerek.
Oysa bu konu defalarca gündeme getirildi. Şikayetler yapıldı. Resmi makamlar bu konu ile ilgili pek çok karar aldı. Uygulanıp uygulanmadığı ise hala bilinmemekte. Maden ocağı tesisinin başladığı andan itibaren bu bölgede ne kadar ağaç kesildiğini bir dağın Tamamen bittiğini çevreye ne kadar tuzu toprağa ve görüntü kirliliğini ne kadar verdiğini belgeler ve resimlerle anlatmak da mümkün.
Maden yönetmeliğine göre 85 maddesi 3 bendinde belirtildiği gibi terk talebine ilişkin olarak mahallinde yapılan tetkikte; gerekli emniyet tedbirleri ve çevre ile uyum planının uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilir. İşletme projesi doğrultusunda faaliyet alanı gerekli emniyet tedbirleri alınmış ve çevre ile uyumlu hale getirilmiş ise terk talebi talep tarihi itibariyle kabul edilir. Ancak, faaliyet alanının çevre ile uyumlu olmadığının ve emniyet tedbirlerinin alınmadığının tespit edilmesi halinde belirtilen tedbirlerin alınması için en geç bir yıl süre verilir. Verilen bu sürede çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli güvenlik önlemlerinin ve çevresel önlemlerin alınması durumunda ruhsat sahibi terk talep edilen alanda ve sahanın son durumunu gösterir teknik belgeleri Genel Müdürlüğe vermek zorundadır. Bu şartların sağlanması halinde talep kabul edilir. Aksi halde, çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli tedbirler alınana kadar sorumluluk ruhsat sahibinin olması şartıyla, terk işlemleri re’sen yapılarak bu durum valiliğe bildirilir. Yani bu madde anlatılmak istenen şey maden ocaklarının faaliyetleri bittiği andan itibaren, maden ocağı eski haline geri getirilmesi gerektiği, bunun için yüksek bir maliyet gerektirdiği için, maden ocakları sahipleri şirketlerini iflas göstermeyi tercih ettikleri gibi maden işletmesinde başka bir ana kaynak buldum diyerek uzatmaya gidiyorlar. Aldıkları uzatmalar ile Doğayı bu şekilde talan ediyorlar.
Bu kadar uğraş niye? Kayrak taşlar ülkemizde bulunan doğal taş çeşitlerinden birisidir. Bu taşlar taş ocaklarından çıkarılarak işlenirler. Kayrak taşları dayanıklı olmaları ve maliyetinin az olması nedeniyle yaygın olarak kullanılırlar.
Biraz da Bodrum’a özgü Çilek Taşının Özellikleri Nelerdir onları inceleyelim.
Doğal taş çeşitlerinden biri olan çilek taşları sahip oldukları özelliklerinden dolayı günümüzde çok fazla kullanılmaktadır. Bu taşların sahip olduğu özelliklerden bazıları şunlardır;
Killi yapılara sahip olan taşlardır. İnce plakalar haline getirilerek çeşitli alanlarda kullanılabilirler. Ardavuz ve kayağan taşı olarak da bilinirler. Mineral bakımından zengin taşlardır. Çok fazla renk çeşidine sahiptirler. İklim değişikliklerine ve şartlarına oldukça dayanıklıdırlar. Rengi zaman içinde solmaz. Zeminlerde uygulandığında kaymazlar. Maliyeti düşük olan taşlardır. Kolay bir şekilde uygulanabilirler. Bakım gerektirmeyen taşlardır. Pürüzlü taşlardır. Bunlar gibi birçok özelliklere sahip kayrak taşları birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca doğal taşlar arasında en uzun süredir kullanılmaya devam eden taşlardır. İşte tüm bu özellikler, Bodrum’a çok yakın bir yerde olması sebebi ile nakliye ücretlerinin daha uygun olması evlerde herkesin taş ev tercih etmesi duvarlarda bahçelerde yerlerde bu taşların kullanılması kısaca arz talep oldukça bu dağların daha çok yok edileceği bir gerçek. Tabi doğaya verdiği zarar, maden için kesilip yok edilen binlerce ağaç, orman içlerine dökülen onca malzeme bunların doğaya verdiği zararın ne yazık ki telafisi yok. İşletmelerinde bu konuda bir çalışmaları ne yazık ki olmamış olacak gibi de görülmüyor. Bodrum Sıcak Haber olarak bu konuyla ilgili yaptığımız araştırmalar sonucunda ulaştığımız bilgileri sizlerle paylaşmak istedik. Umuyoruz ki yetkili makamlar gelip incelemelerde bulunur…