Bodrum Sıcak Haber olarak geçtiğimiz haftalarda manşet haber olarak gündeme getirdiğimiz Çilek taşı Kızılağaç madenleri ile ilgili bugün Kızılağaç Muhtarı Mehmet Karaca, Kızılağaç Koruma Güzelleştirme Derneği Başkanı Durmuş Uçar, Av. Remzi Kazmaz ve Av. Esra Kazmaz, mahalle sakinleri ile bilgilendirme toplantısında bir araya geldi.
Kızılağaç Köy kahvesinde çok sayıda mahallelinin katılımı ile yapılan toplantıda konuşan muhtar Mehmet Karaca, toplantının amacı ile ilgili şu bilgilere yer verdi. “Biz bu taş ocaklarının hem güvenlik, hem de doğaya verdikleri zarar açısından etkilerini çekiyoruz. Kocasarnıç bölgesine giden yoldaki, birçoğumuzun da arazilerinin olduğu bölgedeki taş ocağının geçen sene devir olmuş. Devralan firma aynı isimle devam edip hem onun 2026 yılına kadar olan ruhsatını kullanmaya, hem de işletme sahasını büyütmeye başvurmuş. Bununla ilgili mercii ÇED gerekli değildir demiş. Yani çevre için olumsuz bir durum teşkil etmediği görüşündeler. 6 kat genişletmeye başvurmuşlar. Orada vatandaşların, sizlerin tapularının bu çalışma işletme ruhsatını içine alındığını görüyoruz. Sonra vatandaşlara sorduk ama kimsenin bir oluru alınmamış. Raporda bu insanlardan muvafakat alınıp ondan sonra çalışma yapılacağı yazıyor. Önce işletme ruhsatı içine alıyorsun, sonra vatandaşı muvafakat vermesine veya yerini sana satmasına mecbur bırakıyorsun. Bu yerler zeytinlikler. Sadece bir tapu 52 dönüm. Hazine arazisi de var. Daha sonra da etap etap ormana kadar ilerleyecekler. Onlar için doğa ve insanın değeri yok. Raporlar el altından alınmış. Alınan raporlar varmış ancak bana gelen bir resmi bir belge yok. Bunun muhtarlığa gelmesi ve askıya çıkması lazım. Henüz elime resmi olarak gelmedi çevreci dostlar sayesinde öğrendik.
Genişletme ile ilgili ÇED gerekli değildir kararını yargıya taşıyacaklarını söyleyen Kızılağaç Koruma Güzelleştirme Derneği Başkanı Durmuş Uçar ise şöyle konuştu; “bu konu bize ilk Bodrum Çevre platformundan geldi. Çevre Şehirciliğin sitesine baktığımızda 515 sayfa bir belge gördük. İnceleme yaptığımızda özel araziler üzerinde kapasite genişletme projesi hazırlamışlar. Çed gerekli değildir belgesi de almışlar. Burada mahallenin, köylünün yararına hiçbir şey yok. Bir şahsın, bir şirketin çıkarları doğrultusunda bir çalışma. Raporda en yakın ev 250 metre demişler ama baktığınızda en yakında bir taş ev var. Araştırma yaptık içinde yaşayan da var belgeledik. Biz buna karşıyız.” Biz buna neden karşı çıkıyoruz. Burada mahalleye bir faydası yok tamamen tek kişinin kazanması düşünülmüş.
Çevreci avukat Remzi Kazmaz ise taş ocağının genişletilmesi ve bölgeye kırma eleme tesislerinin kurulmasıyla yeraltı su kaynaklarının biteceğini, toz toprak gürültüye neden olacağını, trafiği olumsuz yönde etkileyeceğini, tarım ve hayvancılığı biteceğini söyledi. Hızlı bir şekilde hukuk mücadelesine başlayacaklarını söyleyen Kazmaz, şöyle dedi: “Bu kapasite arttırımı ile ormanın büyük bölümü ve zeytinlikleri içine alacak. Bu da şu demektir. Orada vatandaşların tapulu arazileri var, köylünün faydalandığı orman alanları var, bütün bunlar köylünün elinden alınıp, şirket kendisine aldıktan sonra buraların yasal temsilcisi olacak. Sizin de artık oralara girme olanağınız kalmayacak. Şirket buralar benim diyecek. Zeytinliğine girme ben buraları kamulaştırdım diyecek. Bunun adına acele kamulaştırma diyoruz.” dedi.
