BODRUM HABER – Bodrum da oteller dolmaya başladı. Acentelerden gelen bilgiler iyi. Doluluklar bayram tatili ile birlikte en üst seviyeye çıkacak. Peki, konaklama sektörü başta olmak üzere eğlence sektörü, yiyecek içecek sektörü, taşımacılık sektörü ve küçük esnaf istediğini bulabilecek mi? Maliyetlerin her geçen gün arttığı bir dönemden geçiyoruz. Karlılık mı? Günümüzü kurtaralım yeter.
Peki böyle bir durumda Bodrum Turizminden nasıl gelecek beklenebilir ki? Haberlere bakıldığında her şey güllük gülistanlık gözüküyor. Bakanlık açıklamalarında ülke turizminin atağa kalktığından bahsediliyor. Madem öyle turizmciler neden bunu göremiyor. Cevaplanması gereken en önemli soru bence budur. Turizm hamasetle geceden gündüze alınan kararlarla sürdürülebilir hale getirilmesi gerçekten zor bir sektördür. Son bir haftada bakıldığında çıkan genelgeler bile bunu göstermektedir. Pandemi döneminin sona ermesi ile her yerde tüm yasaklar kaldırılmışken güvenli turizm sertifikasının devam etmesine yönelik alınan kararla acaba turizmciler yerine kimlere destek olunmak istenmektedir. Yine 24.00 dan sonra müziğin kapatılması ve işletmelerin zor durumda bırakılması da Bodrum Turizminin ana alanlarından biri olan eğlencenin bitirilmesidir. Bununla gerçekte ne amaçlanmaktadır. Bunu anlamak bile mümkün değildir. Küçük esnafın tamamen bitirilmesi de bu bağlamda sağlanmış olması olası durumların başında gelmektedir. Bölgesel avantajlar direkt olarak ranta dönüştürülmüş durumda bulunan ilçemiz görüntüde turizmin en cazip noktalarından sayılmaktadır. Dünyada ki birçok insanın Türkiye dendiğinde aklına gelen birkaç yerden birisi olduğu bir noktada turistik tesis yerine sürekli ikincil konutların yapılması, mevcut turistik tesislerin ise residans adı altında konuta çevrilmesi ile bölgemizde turistik alanların kalmayacağı, mas turizmin yapılamayacağı bir yere doğru gidilmektedir. Bu kadar konut yapılan bir yerde insanların kiralık ev dahi bulamıyor olmaları da ayrı bir sorun. Olan kiralıklarda zaten çok pahalı haldedir. Turizmde çalışanlar bu kiralarla aldıkları maaşları karşılaştırdıklarında en hızlı şekilde bu sektörden uzaklaşmaktadırlar. Sektörde kalmayan kalifiye personel sayesinde işletmeciler personel bulmakta da cidden zorlandıklarını her mecrada görmekteyiz. Gerçi bu geçmişten bu güne değer verilmeyen personelin sektörden sürekli kaçması ile de oluşmuş bir problemdir. Sadece bu noktaya gelinmesinin nedeni kiralar değil. Her türlü olumsuzlukta cezayı personele kesen sözde sektörün en önde gelen yöneticileri ile işletme sahipleridir. Kalifiye personelle hizmet edilen bir sektörde siz personeli ikinci plana atarsanız kaçınılmaz sona ulaşmış olursunuz.
Turizmin hep 12 aya çıkarılması şarkısı Bodrum da hep söylenmektedir. Buna şarkı diyorum çünkü sürekli nakarat edilerek söylenmekten ileri gidemeyen bir durumdur. Siz tarihiyle, sahip olduklarıyla insanların yaz kış ziyaret edebileceği bir nokta haline getiremediğiniz sürece yabancı turistler neden buraya gelsinler. Neden dünyada gidebilecekleri daha cazip noktalar varken ülkemizde tatillerini geçirmek istesinler. Evet, 2022 de Bodrum’a 1,5 milyondan fazla turist gelebilir. Bayram tatili ile birlikte yerli turist sayısında ki artışla da bölge tam bir doluluk yaşayacaktır. Sadece kısa bir zaman için Bodruma tatile gelen bir insan neden saatlerini trafikte geçirsin ki? Zaten geldiği yerde bunu fazlasıyla yaşadığı için tatile gelmiyor mu? Bunun çözümü için Büyük Şehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi, Büyükşehir Ulaşım Dairesi ne yapıyorlar ne tür önlemler alıyorlar merak ediyorum. Bodrum da yaşayan bir olarak Bayram süresince ve sonrasında oluşacak yoğunluk ve keşmekeşlikten etkilenmemek için alınacak önlemleri bilmek benimde hakkım tabiki sizin de hakkınız olduğunu düşünüyorum. Sahil şeritlerinin fütursuzca işgal edilmesi ile oluşan durum ise Bodrum da yaşayanların denize girmesini oldukça zorlaştırmaktadır. Denize girilecek alanların azlığı ile olan alanlarda ki yoğunlukta oldukça fazlalaşacaktır. Şimdi soruyorum buradan başta Bodrum’un yerel yetkilileri olmak üzere bu yasayı uygulamakla mükellef olan İç İşleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile konunun muhatabı herkese yasa kişiye ya da işletmelere göre neden farklı uygulanır? Eğer bir yasa varsa herkes için geçerli değil midir?
İlgili kanun ve yönetmelikle belirlenmiş kuralların uygulanması kamu yarı gözetilerek yapılması zorunluğu bulunmaktadır. Hatta yönetmeliğin ilgili maddesi de bu konuda açıktır. Buna göre; “Madde 5- Kıyılar ve doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan araziler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.” der. Bu konuda takdiri siz sayın okuyucularıma bırakıyorum. Bacasız sanayi olarak bilen bu sektörün artık iyiden iyiye ele alınması tüm taraflarla birlikte sorunların üstüne gidilmesi şarttır. Ankara’ da oturup aklınıza gelen genelge ve yönetmeliklerle zarar vermekten öteye gidilemeyeceği aşikardır. Turizm ile ilgili öncelikle yasasını çıkarmakla işe başlayarak her yönleriyle çalışarak çözüme ulaştırmak önemlidir. En kolay istihdamın olduğu, en iyi gelirin hızla kazanılabildiği, 40 dan fazla sektörün faydalanabildiği lokomotif bir sektör haline getirilmesi gerekirken rant odaklarının oyuncağı durumuna sokularak alanların geri dönülmez durumlara sokulması gelecekte ülkemiz için çok daha büyük sorunlar oluşturacaktır. Arzumuz az turist çok gelir olmalıdır. Çünkü kişi başı harcamanın çok düşük kaldığı bir turizm sektöründen kimse fayda görmez. Kişi başı harcamanın şuan ki rakamdan en az 3-4 katına çıktığı bir turizm cenneti olarak ülkemizi görmek tüm turizmcilerin ve yöneticilerimizin birinci önceliği olmalıdır. Yasası olan, çalışanlarının geleceklerine güvenle bakabildikleri, yüksek gelir elde eden, Akdeniz çanağında yer alan avantajı ile dünya turizm pastasından yüksek pay alan bir sektör haline dönüşmesi dileğiyle….