İDDİALAR DOĞRUYSA BU İŞ ÇOK VAHİM!

Adsız tasarım (5)

BODRUM HABER – 1996 yılından beri Bodrum’da yaşayan Ömer Akçakaya 2015 yılından beri Sağlık Kurumları ile hukuk mücadelesini sürdürüyor.

2015 yılında fenalaşan Babasını Bodrum Devlet Hastanesine getiren ve yaklaşık 2,5 saat  sonra vefat haberi ile dünyası başına yıkılan Ömer Akçakaya o günden beri 3 farklı kuruma açtığı davaların sonuçlanması bekliyor. Bodrum Sıcak Haber Kameralarına olaylar ile ilgili konuşan Akçakaya konu ile ilgili belgeler ile yaptığı açıklamada şunları dile getirdi.” 1996 yılında Bodrum’a yerleştik burada büyüdük burada yaşıyoruz, burada geçiniyoruz burada büyüdüm. Başımızdan geçen olaya gelince 2015 yılında babam yeni diyalize başlamıştı. Böbrek rahatsızlığı vardı. Diyaliz olduğu günün sabahı babam bacaklarında biraz halsizlik hissettiğini söyledi. Bizde boşa bırakmayalım Devlet hastanesine gidelim dedik. Acilden giriş yaptık giriş yaptıktan 2.5 saat sonra bize çıkıp başınız sağ olsun dediler.  Ama biz bu 2.5 saat boyunca babamla yan yana oturduk sadece  en fazla  30 dakika babamı göremedik. Geri kalan zaman içinde hep beraberdik. Hiçbir şeyi yoktu. Doktorun bize dediği kullandığı kalp hapından dolayı rahatsızlık olmuştur kullanmasın daha sonra kendini toparlar dedi. Ama 30 dakika sonra babamı kaybettik. Dava açmamızın sebebi ise, doktorumuzun hareketleri çok şüpheliydi alakalı bir doktor değildi, umursamaz bir doktordu. Ama tabii başta babam vefat edince olayın şoku ve acımız derken kısa bir zaman geçti. Daha sonra kafamızı toparladığımızda niye böyle oldu böyle olmaması gerekiyor dedik ve dava açmaya karar verdik.  Tabipler Odasından,  İdari mahkemeden maddi manevi tazminat davası ve savcılıktan adam öldürmeye sebebiyetten 3 ayrı dava açtık. Ama Savcılık buna onay vermedi. Devlet Hastanesinde çalışan bir doktor olduğundan dolayı Kaymakamlığın mı Savcılığın mı ne onay vermesi gerekiyormuş ki soruşturulmanın açılması için. Tabi ki soruşturma açtırılmadı. Zaman içinde Tabipler odası bilir kişi atadı, araştırdı bizim ifadelerimizi aldı. Doktorun ifadesini yaklaşık 1,5 yıl alamadı. Ha bire doktorun tayini çıktı. Didim Devlet Hastanesine oradan Aydın’a daha sonra da bulunamadı ama zorla da olsa alındı ifadesi. Bilirkişinin yaptığı araştırmada Doktorun şizofren hastası olduğu ortaya çıktı. Bunu duyunca bizde şoka girdik. Acaba bir yanlışlık mı var diye ama enteresan bir durum lafın gelişi değil bayağı raporlu şizofren hastası ve tabipler odası bunu bize yazılı olarak bildirdi evrakları da var. Daha sonra Tabipler Odası onur kurulu toplandı yaklaşık 3 4 defa ve doktoru 3 ay meslekten men cezası verdi. Doktorun uyguladığı tedavi de yanlışmış. Yani normalde babamın yaşama ihtimali çok yüksekti. Bazı şeyler ecel gelince bahanedir ama şimdi bir ihtimal var yaşam ihtimali ve bir insanı ölüme bırakmak var. Resmen babamı ölüme bıraktı ve öldü. Ben babamla arkadaş gibiydim. Babamın ölümü bende bir sürü hastalık çıkardı ve daha yeni anjiyo oldum. Yaşım 36 anjiyo oldum. Bu davalar esnasında adli tıpa giden raporlar doktoru haklı buluyor. Tabipler odasının yazdığı raporları verdiği cezayı hiçbir şekilde ön plana almıyor. Ve hatta dosyada bile göstermiyor. Anlamadığımız şu şizofren hastası bir doktor nasıl hastanede özellikle devlet hastanesinde nasıl görev yapabilir. Devlet bizim yanımızda olmuyor. Kendi doktoru diye mi olmuyor acaba. Böyleyse biz bunu bilelim diyelim ki biz konumuzda haklıydık. Ben babamın rahat uyumasını istiyorum. Kendi kafamı artık yastığa rahat koymak istiyorum. Çünkü aklımızdaki soru işaretleri çok fazla. Neden Niçin. Bu doktor neden bu kadar tutuluyor. Devletin doktoru olduğu için mi millet varsa devlet vardır. Ben milletten biriyim. Bu davayı büyük ihtimalle kapattıracaklar. Çoğu haber ajansı bunu yayınlamak bile istemiyor. Türkiye’nin ileri gelen haber ajansları başta tamam deyip daha sonra yapamayız deyip bizi geri çevirdiler. Hatta Türkiye’de ileri gelen siyasi partilerden bile bazıları yanınızdayız deyip daha sonra ulaşamadılar. Ulaşamadık. Belki kaç milyonun arasında tek kişiyim herkesin çok sorunları da var. Ama benim sorunumun 8 seneden beri çözülemeyen bu olayda kardeşim babasız kaldı babam çok gençti vefat ettiğinde  yaşındaydı neşe doluydu saçında 1 tel beyazı yoktu. Böbrek hastasıydı ama şizofren bir doktor yüzünden babamın vefat etmesi o kadar acı ki tedavi gördüğü diyaliz hastanesi hemen sevkini alın hastayı buraya getirin dedi. Devlet hastanesinde de diyaliz makinası vardı ama babamın sevki yapılmadı ve ölümüne sebep olundu. Ve belki de o doktor daha kaç kişinin daha canını yaktı belli değil. Doktorun ismini vermiyorum amacımız kimseyi rencide etmek değil amacımız ölmüş babamın hakkını arıyorum . Bu konuda lütfen sesimi duyun yardım edin” dedi.

 

Exit mobile version