BODRUM HABER – Kıyı Ege Belediyeler Birliği 2025 Şubat ayı encümen toplantısı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın başkanlığında, Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Narlıdere Belediyesi’nde gerçekleşen Kıyı Ege Belediyeler Birliği 2025 Şubat ayı encümen toplantısı, Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın başkanlığında yapıldı. Toplantıya, Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Tire Belediye Başkanı Hayati Okuroğlu, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan katıldı.
Encümen toplantısında birlik temel sorunları ele alınırken, ortak akıl ve dayanışma içinde sürdürülebilir çözümler üretmek için fikir birliğine varıldı.
Kıyı Ege Belediyeleri Ortak Çözümler İçin Bir Araya Geldi
Encümen toplantısında önemli açıklamalarda bulunan Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Bugün burada, Kıyı Ege Bölgesi’nin sorunlarını ele alıyor ve ortak çözümler üretmek için dayanışma içinde hareket ediyoruz. Afetlere karşı dirençli kentler oluşturmak, demokrasiye ve halk iradesine sahip çıkmak, özgür basını savunmak, çevreyi ve hayvan haklarını koruyarak sürdürülebilir çözümler geliştirmek için çalışmaya, üzerimize düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeye devam edeceğiz. Kıyı Ege Belediyeleri olarak, ortak akıl ve bilimsel yöntemlerle kentlerimizi geleceğe hazırlıyoruz. Halkımızın refahı ve bölgemizin gelişimi için birlikte üretmeye, birlikte çözüm bulmaya devam edeceğiz.” dedi.
Aras, “Deprem ve Tsunami Riski Bölgemizde Oldukça Az”
Başkan Aras, “Deprem gerçeğini göz ardı etmeden kentlerimizin dirençliliğini arttırmalıyız. Son zamanlarda bölgemiz bir deprem ve tsunami riskiyle karşı karşıya. Santorini Adası’nda gerçekleşen sismik hareketlilik bölgemizi de etkileme olasılığı var. Biz de Ege Bölgesi’nin belediye başkanları olarak olası deprem tehditline karşı toplanarak Deprem Eylem Planı için istişarelerde bulunduk. Ayrıca Muğla’da da koordinasyon toplantıları gerçekleştirdik. AFAD ile yaptığımız toplantıya alanında uzman kişiler de katıldı. Bu toplantıda Muğla’nın ve Ege Bölgesi’nin olası depremlerden ve tsunami riskinden uzak olduğunu uzmanlarımız ifade ettiler. Deprem ve tsunami riskinin az olmasına rağmen bizler hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Bu sebeple ülkemize ve bölgemize gelmeyi planlayan turistler için bir tehlike olmadığını buradan bildirmek isterim.” açıklamalarında bulundu.
Turizm Bölgelerini Olumsuz Etkileyen Faktörler
Başkan Aras, Kıyı Ege Belediyelerinin turizm bölgesi olduğunu ve son zamanlarda çıkan sahte içki haberleriyle birlikte bölgelerin turizm açısından zarar görebileceğine değindi. Aras, “İnsanların yaşam tarzına müdahale etme çabası maalesef can almaya devam ediyor. Bu zamana kadar yüzlerce vatandaşımız sahte içkiden hayatını kaybetti. Ayrıca bu durum turistleri de tedirgin ediyor. Ülkemize gelen turistler sahte içki konusunda uyarılıyor. Yalnızca sahte içki konusunda değil, son dönemde Bolu’da yaşanan otel yangını da çok üzücü bir hadise olmasının yanında turistlerin can güvenliği konusunda şüphelerinin artması için bir neden olarak değerlendirebilir. Bu sebeple hem yangınlarla hem de sahte içki meseleleriyle yakından ilgilenilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Bu Yoksulluğu Örtebilecek Hiçbir Perde Yok”
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan, basın özgürlüğünden, adalet konularından da bahseden Başkan Aras şunları söyledi; “Basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir. Ancak bugün gazeteciler, yalnızca mesleklerini icra ettikleri için yargılanmaktadır. Basının susturulması, halkın haber alma hakkının da yok edilmesi anlamına gelir. Gazetecilik suç değildir, aksine demokrasinin yaşaması için hayati bir sorumluluktur.
Halkımız ekonomik kriz içinde yoksullukla mücadele etmeye çalışırken maalesef biz hukuksuzlukları konuşmak durumunda kalıyoruz. Bugün sendika başkanlarından siyasi parti başkanlarına, gazetecilerden sivil toplum kuruluşları temsilcilerine, Belediye başkanlarından iş insanlarına iktidarın politikalarını onaylamayan herkes yargılanıyor. Yoksullukla başa çıkmanın yolu o yoksulluğu konuşanı içeri atmak değildir. Türk halkı hiç olmadığı kadar zor zamanlar geçirmektedir. Biz bu hukuksuzlukları elbette ifade edeceğiz ama bizim gündemimiz halkın geçim derdidir. Bu gündemde ısrar ediyoruz. Hiçbir baskı bizi halka hizmetten alıkoyamaz.” dedi.