BODRUM HABER – CHP Bodrum İlçe Başkanı Tuna Işın Dereköy- Kavakderesi’nde mera alanında kurulması planlanan 20 bin panellik GES projesi ile ilgili basın açıklamasından önce şunları dile getirdi; “Son mera alanlarından birine iktidarın yine göz diktiği bir arazinin önündeyiz. Bugün burada hem çevre örgütleri ile hem CHP üyeleriyle hem de belediye başkan adayımızla beraber doğanın katledilmesi ile ilgili basın açıklaması düzenlemek istedik. Biz her zaman söylüyoruz. Biz Bodrum’un doğasını, mavisini ve yeşilini seviyoruz ve bunu korumak istiyoruz. Başkaları gibi sadece doların yeşilini sevmiyoruz. CHP adayı burada. İktidar partisinin ortaklarının çıkardığı adaylar Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Aydın Ayaydın, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Tosun neredesiniz? Bodrum halkını böyle mi sahipleneceksiniz. İktidarda ki partiler bir algıya daha yön vermek istiyorlar. Akbelen’de bütün sivil toplum örgütleri,Akbelen halkı, bütün profesörler, bütün bilim insanları orada yapılan katliama karşı çıktılar. Ama hiçbiri dikkate alınmadı. Sadece tek kişi dikkate alındı. Hani beyefendi diyordu ya ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diye. Muğla’nın nüfusu aşağı yukarı 1 milyon 60 bin. Sayın Aydın Ayaydın bu kişilerden daha değerli, daha nitelikli bir insan ki 1 milyon 60 kişinin sözü dinlenmiyor Aydın Ayaydın bu olacak dediği zaman oluyor, olmayacak dediği zaman olmuyor. İktidarın buraya yaklaşım anlayışı budur”
Işın, konu ile ilgili basın açıklamasını şu şekilde okudu ; “İnsan ve Doğayı seven insanlarımız merhaba!
Bodrum’un elde kalan tek merası olan Dereköy- Kavakderesi’nde mera alanında 20 bin panellik GES projesi kurulması planlanıyor. Sanki başka yer yokmuş gibi Bodrum’un tek merası adeta bir GES mezarlığına dönüştürülmek üzere.
Ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi yine yalanlarla dolu bir ÇED dosyası ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan, bölgemizin en önemli karbon yutak alanlarından biri olan ve onlarca ailenin geçim kaynağını sağlayan Dereköy’ün son doğal meralarından biri sözde “yeşil enerji” yalanları ile yok edilmek isteniyor.
Dereköy Mahallesi, 296 Ada, 16 Nolu parselde gerçekleştirilmek istenen Güneş Enerji Santrali ve Depolama Tesisi Projesi’nin ÇED Başvuru Dosyası’nda projenin bölgenin su kaynaklarına, biyolojik çeşitliliğe, çevresindeki zeytinliklere ve tarım arazilerine ve sosyoekonomik yapıya etkilerine yer verilmemiş. Daha da vahim olanı bu raporda projenin yapılmak istendiği yerleşime ismini veren Kavakderesi yok sayılmış ve “Proje alanına en yakın yüzeysel su kaynağı, 5 km mesafedeki Ege Denizi’dir.” gibi saçma sapan ve yalan bir ifadeye yer verilmiştir.
Dereköylüler ve STK temsilcileri kurulması planlanan sözde “yeşil enerji” GES’in vereceği zararları araştırmışlar ve korkunç bir tablo ortaya çıkmıştır. Burada 146.000 dönümlük araziye sözde “yeşil enerji” GES kurulacak ve arazinin toprağı sıyrılarak mera alanı bozulacak. Bu çalışmanın sonucu tonlarca atık çıkacak, sosyal tesisler yapılacak.
Elbette yenilenebilir enerji kaynakları RES ve GES’e karşı değiliz. Ancak bu projelerin doğru yerlere yapılması gerekiyor. Bodrum dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından birisi olduğunu ve Türkiye’nin ekonomisine çok önemli miktarda girdi sağlayan bir kenttir. Ancak birileri Bodrum’u vahşi bir şekilde yok etmeye çalışıyor. Ama yok öyle yağma.
Sözümüzün özü şudur; Sözde “yeşil enerji” yalanı ile planlanan GES sadece doğayı yok etmeyecek, bölgedeki insanlarımızın da yaşamını yok edecektir. Bu bir yok oluş ve hatta soykırımdır. Bodrum yarımadasına Rüzgar Enerji Santrallerinin girmesini Bodrum Belediyemiz, örgütümüz ve çevreye duyarlı insanlarımız ile birlikte nasıl durdurduysak GES’leri de yine o şekilde durduracağız.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler her zaman olduğu gibi doğamızı ve insanlarımızın yaşam haklarını savunuyoruz ve yalan dolanlarla doğamıza halkımızın yaşam hakkını hiçe sayanlar bilsinler ki; biz haklıyız ve biz kazanacağız, doğa kazanacak, halkımız kazanacak” dedi.
Tamer Mandalinci, “İlçe başkanım gerekli bütün açıklamaları yaptı. Evet, biz yenilenebilir enerji kaynaklarına asla karşı değiliz. Ancak bunun doğal alanlarında mera alanlarında yapılmasına karşıyız. Bu mera sadece bir kişinin, bir kurumun değil bütün devletimizin, buradaki bütün köylünün ve bütün vatandaşımızın ortak bir alanıdır. Buranın bu şekilde ele geçirilmesi, güneş enerjisi santrali ile beraber tekrardan önce güneş tarlası ardından yanlarında sosyal etkinlik alanlarının türemesine biz kesinlikle karşıyız. Bunun yeri mera alanları olmaması gerekiyor. Planlarda güneş enerjisi santrali için daha uygun yerler, daha uygun alanlar olduğunu biliyoruz. Bu şekilde mera alanlarının talan edilmesine CHP olarak kesinlikle karşı duracağız” dedi.