BODRUM HABER – Yenidoğan Çetesi soruşturmasına adı karışan Reyap Hastanesi’nin Ortakent Kavşağı’nda devam eden inşaatı önünde “Emek ve Demokrasi Güçleri” çağrısıyla eylem yapıldı.
Çeşitli siyasi parti ve STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaşın katıldığı eylemde, “Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir” yazılı pankart açıldı. Yoldan geçen sürücüler de korna çalarak eyleme destek verdi.
Muğla Tabip Odası Bodrum Temsilcisi Dr. Kerim Cangır tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“Bugün burada, sağlık alanında ortaya çıkabilecek en büyük skandallardan birini, sağlık etiğine de, insanlığa da sığmayan bir olayı protesto etmek için bulunuyoruz. Geçtiğimiz hafta İstanbul’da çok sayıda bebeğin; aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından, herhangi bir tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yaptıkları özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğini, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğini ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiklerini öğrendik. Olay yeni değildi ama kamuoyu olaydan yeni haberdar oluyordu. Öncelikle hayatını kaybeden bebeklere rahmet, ailelerine sabır diliyoruz.
Bu bebekler, Sağlıkta Dönüşüm adı altında, en temel insan haklarından biri olan sağlık hakkından yoksun bırakıldılar. Bu bebekler gözü kârdan başka bir şey görmeyen, sağlık alanın gerektirdiği etik değerlerden yoksun olanlara teslim edildiği için öldüler.
Yaşananlar bize gösteriyor ki, bu hastaneler, gereken her türlü denetimden muaf bir biçimde çalışmış. Açığa çıkan skandalda adı geçen on hastanenin ruhsatları bu sebeple iptal edildi. Bu hastanelerden biri de Bodrum’da şubesi açılacak olan Reyap Hastanesi’dir, şu an önünde bulunduğumuz bu şantiye Reyap Hastanesi Bodrum şubesinin şantiyesidir. Bizler bu şantiyenin derhal mühürlenmesini istiyoruz. Ama bu yeterli değil. Yürütme ve denetim görevini elinde tutan Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin görevlerini ihmal ettikleri, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgâhın geç ortaya çıkmasından sorumlu oldukları ortada ve tıpkı olayın sorumluları gibi adalet önünde hesap vermeleri gerekir. Dönemin il sağlık müdürü olan sağlık bakanı da dahil olmak üzere, en küçük birimden bakanlığa kadar, denetimden sorumlu olan herkes görevden alınarak adli ve idari soruşturmaya dahil edilmelidir.
Biz emek ve demokrasi güçleri, bu ağır suçun takipçisi olacağız ve birkaç hastanenin ruhsatının iptal edilmesi ve birkaç kişinin, ceza alıp almayacakları da belli olmayan davalarda yargılanmasıyla bu olayın kapatılmasına izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda hekimler de dahil olmak üzere sağlık emekçilerinin nasıl zor koşullarda, nasıl özveriyle çalıştıklarına şahidiz. Aramızda bizzat sağlık çalışanı olan arkadaşlar da var. Bu olayın zaten örneklerini gördüğümüz şiddet vakaları şeklinde onlara dönmesine de izin vermeyeceğiz. Bu hem onlara haksızlıktır hem de bu büyük suça yönelik tepkileri hafifletecektir. Tekrar hatırlatalım, sağlık hizmetine erişim, en temel insan haklarından biridir. Ticaret konusu yapılamaz, piyasanın insafına bırakılamaz çünkü hasta müşteri değildir.
Hasta bile olmayan bu bebekler, yaşam haklarını, sağlıklarını özel hastanelere emanet edenler yüzünden öldü. Öyle denetimden uzak bir sistem kuruldu ki, özel hastane sahipleri Sağlık Bakanlığı görevini üstlendi! Dileriz ki bu olay, bir uyarı olsun ve sağlıktaki talan düzeni son bulsun. Bu suçla ilgili tüm yasal ve idari süreçlerin, halkın haber alma hakkının da bir gereği olarak açık ve şeffaf yürütülmesini, bütün sorumluların gereken şekilde cezalandırılmasını talep ediyor ve emek ve demokrasi güçleri olarak bunun takipçisi olacağımıza söz veriyoruz.”
