BODRUM SICAK HABER – Medipol Mega Üniversite Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Polat, havadaki kimyasal kirleticiler, haberleşme frekansları ve elektrik güç hatlarından gelen sinyallerle çevre kirliliğinin oluştuğunu, bunun da beyin tarafından algılandığını belirterek, “Bugün artan kronik baş ağrısının çözümünde medikal tedavi kadar mekanın ve çevrenin iyileştirilmesi de önem arz ediyor.” ifadesini kullandı.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Polat, günümüzde yaygın olarak görülen, iş kaybı ve yaşam konforunda kısıtlama yapan kronik ağrıların gizli tetikçileri hakkında bilgi verdi.
Çoğu kişinin zaman zaman baş ağrısından yakındığını ancak ağrının haftada birkaç günden fazla yaşanmasının “kronik baş ağrısı” olarak tanımlandığını belirten Polat, şunları kaydetti:
“Havadaki kimyasal kirleticiler, haberleşme frekansları, elektrik güç hatlarından gelen sinyallerle çevre kirliliği oluşuyor. Biz hissetmesek bile bu çevre beyin tarafından algılanıyor. Beden, bu gibi etkenlerin oluşturduğu gizli tehlikeye baş ağrılarıyla tepki verebilir. Bugün artan kronik baş ağrısının çözümünde medikal tedavi kadar mekanın ve çevrenin iyileştirilmesi de önem arz ediyor.
Baş ağrısının, kronik günlük baş ağrısı, migren, gerilim tipi baş ağrısı, yeni günlük süreğen baş ağrısı, hemikrania kontinua gibi çeşitleri vardır. Hastanın ağrı tipine dair tanının konulması ve tedavi planının oluşturulması nöroloji bölümünün uzmanlık alanıdır. Baş ağrısı, günlük hayatı sekteye uğratmasının yanı sıra önemli hastalıkların da ilk belirtisi olabilir. Bu yüzden ağrıyı mevcut ağrı kesicilerle dindirmek, ‘nasıl olsa geçer’ diye beklemek, uzmandan yardım almayı ertelemek sağlık açısından ciddi ve geri dönüşümsüz sorunlara neden olabilir.”
Polat, son zamanlarda artan kronik baş ağrısının nedenlerine ilişkin bilgi verirken de “Zamanımızın büyük bir bölümünü ev, okul, resmi binalar, spor salonları, eğlence yerleri ve taşıtlar gibi kapalı alan ya da iç ortamlarda geçiriyoruz. Kapalı ortamlardaki ses, ısı, ışık gibi etmenlerin yanında ortamdaki hava kalitesinin bozulması da hasta bina sendromunu tetikleyerek baş ağrılarına neden olabilir.” ifadelerini kullandı.
– “Hava dışında iç ortam sıcaklığı da baş ağrısını tetikleyebilir”
Başta ofisler, oteller, kamu ve eğitim binaları olmak üzere birçok bina türünün tamamen yapay ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerine bağımlı hale geldiğine işaret eden Polat, yapay olarak havalandırılan bu binaların iç ortam kalitesinin ısıtma, havalandırma ve klima sistemlerinin sürekli kullanımı nedeniyle sorunlu olma eğiliminde olduğunu belirtti.
Son 30 yılda yapılan araştırmalara değinen Polat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Araştırmacılar, yapay olarak havalandırılan ofis binalarında çalışanlar arasında kötü iç ortam kalitesi ile ilişkili semptomların sık olduğunu bildirmiştir. ‘Hasta bina sendromu’ denen bu durum, baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi, gözlerde, burunda, boğazda, alt solunum yollarında ve/veya ciltte tahriş ve non-spesifik hiper-reaktivite gibi semptomlarla karakterizedir. Hava dışında iç ortam sıcaklığı da baş ağrısını tetikleyebilir. Bazıları kokusuz olsa da ortamdaki organik çözücü maddelerin birçoğunun uyarıcı etkileri vardır ve yalnızca bunlara maruz kalmak da kronik baş ağrılarına neden olabilir.
Radyo, televizyon ve telsiz sistemleri, radar sistemleri, uydu haberleşme sistemleri, mikrodalga fırınlar, tıpta ve sanayide çalışan radyofrekans sistemleri ve GSM haberleşme sistemleri de elektromanyetik yük oluşturur ve bunların insanlar üzerindeki etkileri tam olarak bilinmiyor. Fazla ısınma bina içindeki nemin de azalmasına neden olur. Bu nedenle temiz hava almak için kendinize zaman yaratın. Hastalarımıza hafta içi iş yoğunluğundan vakit bulamıyorsanız hafta sonu mutlaka açık havada yürüyüş yapmalarını tavsiye ediyoruz.”
– Kapalı ortam kaynaklı baş ağrısına 8 çözüm
Dr. Öğr. Üyesi Burcu Polat, kapalı ortamdan kaynaklanan baş ağrısı şikayetlerine karşı 8 çözüm önerisi paylaştı.
Polat, şu tavsiyelerde bulundu:
“Ortamın yeterli düzeyde mümkünse doğal hava ile havalandırılması ve mümkünse çalışılan ortamda 100 metrekarede 7 kişiden fazla kişinin bulunmaması gerekiyor. Binaların havalandırma sistemlerinin bakımının yapılmış olması, bilgisayar ekran koruyucu kullanılması ya da ekran ışığının azaltılması da çok önemli. Ayrıca, yeterli sıvı ve su alınması, gürültülü ortamlarda kulak tıkacı veya özel kulaklık kullanılması, yemek pişirilen bir ortamda pişirme ısısının düşürülmesi, ortamın iyi havalandırılması ve pişirme esnasında aspiratör kullanılması da koku hassasiyeti yok ise ağrıyı azaltıcı, relaksasyon ve dezenfeksiyon özelliği olan okaliptüs, nane, lavanta, çay ağacı gibi bazı uçucu organik yağların ortam havası için kullanılması sizi rahatlatacaktır.”(AA)